緊縛師*
Radyo cızırtıyla son hava durumu bültenini verirken şehrin merkezinde bir evin kapısı yavaşça açıldı. On üç kişi mumlarla aydınlatılan odanın içine doluştu. Elim kolum bağlı tavandan baş aşağı sallandığım için kafam zonkluyor ve yarı çıplak olduğum için üşüyordum. Kendini *Kinbakuşi olarak tanıtan bu adamdan iyi para almıştım. Mütemadiyen yere çakılan bir kuşu andırman için böyle durman gerekli, demişti. Ziyaretçiler, bedenimi saran iplere yanlarında getirdikleri tüyleri iliştirdiler. Sen kendi değerini belirleyecek bir sanat eserisin, demişti. Fiyat ile değer farklı şeylerdir, diyememiştim. Dilimi çözdü, “Söyle,” dedi. “Kapıyı kapatın. Yarın kar geliyormuş,” dedim. Herkes beni alkışladı. Yes, kıntemporariy art bebeğim. Dilimi tekrar bağladı. Oda müziği duyulunca hepsi diğer tarafa, kokteyle geçti. Kapıyı kapatmadılar.