Büyükkuzukıran – Alsemender – Ankara

Alsemender

Radyo cızırtıyla son hava durumu bültenini verirken şehrin merkezinde bir evin kapısı yavaşça açıldı. Botlarını eşiğin önünde giyerken içeriden, “Gece dönecek misin?” sorusunu duydu. “Bilmiyorum anne!” dedi. Apartmandan çıkıp Kennedy Caddesi’nden aşağı doğru Tunalı’ya, Ankara cumartesisine yürüdü. Tunus Caddesi’yle kesişen köşeye gelince durdu. Arkadaşını beklerken sigara yaktı. Üflediği dumanın soğuk hava yüzünden kocaman olmasıyla eğlenirken, onun yolun karşısından el salladığını gördü. Yanına gelince dur soluklanayım der gibi elini kaldırıp eğildi. Bir iki nefes aldıktan sonra elini cebine atıp çıkardı: “Bunlardan bir tane içersen yalan söyleyemezsin, iki tane içersen çıldırırsın, üç tane içersen ölürsün, alsemender* yaprakları gibi,” dedi. Gülüştüler.

O gece bir daha konuşmadılar. Çok dans ettiler.

* Bilge Karasu’nun Alsemender isimli öyküsünde geçen uydurma bitki.

Gerekçe

Gerçeklik ve halüsinasyon arasındaki sınırları zorlayan bu öykü, temposu ve diyaloglarıyla dikkat çekiyor. Bilge Karasu’ya yapılan gönderme, anlatının katmanlarını zenginleştirirken, “alsamender yaprakları” metaforu üzerinden bir tür varoluşsal sorgulama sunuluyor. Gündelik hayatın içinde doğan bir paranoya atmosferi yaratmasıyla güçlü bir anlatım sergiliyor.